Kavaklıdere’de gece bir başka akar. Işıkların yavaşça sokağa döküldüğü o anlarda, zarif bir silüet yürür. O silüet, Gonca Gül’dür. Adı gibi, hem taze hem de derin bir etki bırakır. Gözleriyle, bakışlarıyla anlatır her şeyi. Sessiz ama etkili bir çekim yaratır etrafında.
Ankara’nın en zarif ve sakin semtlerinden olan Kavaklıdere, onunla başka bir kimlik kazanır. Gecenin içinde kaybolmuş gibi görünse de, Gonca Gül’ün varlığı, karanlığı yumuşatır, içine ışıltı katar. Bir adım, bir bakış, bir gülüş… Hepsi çok şey anlatır.
Onunla geçirilen zaman, bir cümlenin ortasında kaybolmak gibidir. Kavaklıdere’nin sakin sokaklarında, bir kafenin köşesinde ya da şehrin gürültüsünden uzak bir köşede… her yer onunla başka bir ritme bürünür. Sevinç değil, huzur getirir.
Ankara’nın ışıkları ne kadar parlarsa parlarsın, Kavaklıdere’de Gonca Gül’le geçirilen bir an, başka bir ışıkla aydınlanır. Zihninizde kalır, teninizde kalır, her şeyden önce kalbinizde kalır.
Ve onu bir kez gördüyseniz, bir sonraki karşılaşmanızda da fark edersiniz: Kavaklıdere sokakları, artık bir başka sesle yankılanmaktadır.
tarihinde yayınlandı ve 755 kez okundu.